Unutulmaz sevginle

Yok, yok olmak: ancak sen gerçeksin! Gerçektin ve öyle kalacaksın!
Liseden üniversiteye Ankara’dan İstanbul’a giden yolda hep beraberdik,
“Yolun güzel olmasının sebebi sendin!!!”
Bazen yaşanan “o an” içinde kimse ne yaşadığını ve değerini bilmez ancak yıllar sonra kayıp
giden zamanın ardından bir bakarsın ki “o an’lar” kadar değerli bir an yokmuş!
Yaşanmış o an fark edilmemiş ama bugün üzerinden geçen yıllar sonra geriye dönüp
bakıldığında -vay be neymiş- dedirten anlar.
İşte sen böylesine hafızalara kazılan, taşların üzerine yontulan yumuşak gönüllere sızı
bırakan o hatıraların insanısın.
Hiç kimse hayatta senin kadar samimi olmadı,
Hiç kimse hayatta senin kadar içten olmadı,
Hiç kimse senin kadar hayatta tutkuyla bağlandığı her ne ise işte o sevdasında çok güçlü
olamadı,
Zayıf olan bendim, Allah affetsin beni, sen her nerdeysen hep güçlüydün.
Anlayışsız olan bendim, lütfen affet, hoşgörülü olan sendin.
Ne olduğu ve olacağı belli olmayan ve zamanda yuvarlanan bendim, tek gerçek ve dürüst
sendin. Sen!
Sensiz bu dünya artık değersiz gözümde.
Şimdi bıraktım herşeyi
Dünyaya senin gözünle bakıyorum,
Gülüyorum gülüyorum.
Tüttürüyorum.
Duruyorum.
Saçımı senin gibi düzeltiyorum.
Toka arıyorum.
Telefonumu bulamıyorum.
Hem türkçe hem fransızca küfür ediyorum.
Şimdi herkesi senin şanına ben bekletiyorum.

Zamanla sen olmuşum.
Haberim yok.
Senin de bundan haberin yok.
Sen eksilmedinki,
Hiç…
Sen gitmedinki,
Hiç.
Aşk olsun, sen içimizde dimdik gerçekçi ve yalan dünyaya inat sahici yüreksin.
Ne yazıkki kıymetini bilemedim, bu nedenle seni içimde taşımaya karar verdim,
Hangi aynaya baksam kimi uzun saçlı görsem kiminle GS desem “O Sensin…”
Bana sensizlik Haram!
Haram bana sessizlik,
Ankara Bodrum Istanbul sus pus,
Sadece gülüşün var bir de karakterli havan…
Ah, dedirtti bu sözler,
Geçmişe dönülmüyorki,
Af dilesin diller
-ne değişirdi bilemem Allah takdir etmiş,
ayrılmasaydı Ellerimiz eğer.
Şu sahte dünya sen dön
Ben dönemedim
Sende sabitim, senin tutkulu varlığında ömür geçse de kalp noktamda ve duamda,
Mıh gibi içimde ve hep sımsıcak yanımda.
Hayatta tanımak istediğim tek gerçekçi insan, hamurunda var insan gibi insan. Şimdi gel de
mumla ara bakalım, kimde var dimdik duruşlu bir Tüvanam.
Hep düşünüyordum nasıl birleştiriyorsun bütün bu güzellikleri sen kendinde,

Naif kalbin güçlü karakterin ve -insanlığın sahtekar acımasızlığı- arasında saf benliğinle “ne
güzel insandı” dedirttin .
Ellerimizi boş bıraktığını sanma,
Ellerim açık Cennetteki yerine dualarımla,
Beni affet! seni daha çok sevmeye layık olamadığıma,
ağlama,
seninle daha çok zaman geçirememiş olmanın dayanılmaz zayıf/bahaneci/sessiz/derinliksiz/
yani hep sensiz oluşuma!
Senin tartında ben hep fazla dursam da senin gözünde, itiraf edelimki hafif kalan bendim
senin varlığında ve yokluğunda.
Hadi gel konuşalım, el ele gezelim,
Birbirini gerçekten Sevenler cennette buluşacak, zaman göz açıp kapayıncaya kadar hızla
akacak…